6 Mayıs 2019 Pazartesi

ALACAK DAVALARI


Alacak davasının tarafları borçlu ve alacaklıdır.Aralarındaki ilişki ise; borç ilişkisidir.Bu borç ilişkisinin temelinde bir sözleşme vardır ve alacakların çoğu taraflar arasındaki bir sözleşmeden doğar.Bu sözleşmenin yazılı olması gerekmez,sözlü olarak ta kurulabilecektir.Alacak davası açmak için;borçlu borcunu vadesinde ödememiş yani;artık alacak muaccel hale gelmiş olmalıdır.Burada görevli ve yetkili mahkeme ; borç ilişkisine,konusuna ve taraflarına göre değişecektir.Örneğin; bankadan alacağı olan bir tüketici alacak davasını kendi yerleşim yerinde bulunan tüketici mahkemesinde açmalıdır.Yani alacak davalarında genel yetkili ve görevli bir mahkeme yoktur.Borçlar kanunu 125.maddeye göre alacak davalarında zamanaşımı süresi 10 yıldır.Ancak bunun bazı istisnaları olabilir.Örneğin; işçi kıdem tazminatı alacağını işten ayrıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde talep etmelidir. Alacaklar; sözleşmeden doğabileceği gibi bir haksız fiilden veya sebepsiz zenginleşmeden de kaynaklanıyor olabilir. 

Ayrıca; bazı durumlarda alacağı net ve kesin olarak bilmek mümkün olmayabilir.Bu durumda belirsiz alacak davası açılabilecektir.Bu husus HMK madde 107/1’ de düzenlenmiştir.Buna göre: Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açılabilir. 

Ancak bu durumda dikkat edilmesi gereken nokta; davacının bu davayı açarken hukuki yararı bulunmasıdır.Belirsiz alacak davası açabilmek için ; davayı açarken dava miktarının kesin olarak tespit edilemiyor olması gerekmektedir.Eğer dava konusu müddeabih kesin olarak tespit edilebiliyorsa;artık davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı yoktur. 

Kısmi alacak davası ise; alacağın sadece bir bölümü için açılan bir dava türüdür.Örneğin;10.000 TL alacağı olan alacaklı borçluya bunun 5.000 TL’si için alacak davası açabilir;buna herhangi bir engel yoktur.Uygulamada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açılabilir.Bunun sebebi davanın reddi halinde ortaya çıkacak karşı vekalet ücretini minimuma indirmektir.Bu durumda bilirkişi raporundan sonra ıslah yapılarak alacağın tamamı istenebilecektir. 

Alacak davaları hukuk sistemimizde en çok açılan davalardır. Çünkü; özünde bir çok dava bir alacak davasıdır.Örneğin; işçinin kıdem tazminatı için açtığı davada netice itibariyle bir alacak davasıdır.Buradaki alacak kıdem tazminatı alacağıdır.Aynı şekilde davalıya karşı açılan tazminat davası da bir tür alacak davasıdır.Çünkü;dava sonucunda alınacak şey maddi değeri olan bir para alacağıdır.Bu örnekleri genişletmek mümkün:nafaka alacağı,tüketicinin bankadan dosya masrafı alacağı,sigortalının sigortadan alacağı gibi.Bu sebeple sadece belli bir alana yönelen bir dava türü olmayıp;hukuk davalarının geneline yayılmış bir dava türüdür.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.