MİRAS KAVRAMI
ölen kişilerin malvarlıkları üzerinde yasada belirtilen yakınları veya kişilerce yasada belirtilen oranda hak sahibi olmalarıdır.Yani miras bırakanın ölümü ile kalan malvarlığı artık mirasçılarına geçecektir.Miras bırakana muris; miras bırakanın malvarlığına tereke denir.Murisin mirası ölümü ile doğrudan mirasçılarına geçer.
ZÜMRE SİSTEMİ
Miras hukukumuzda zümre sistemi vardır.Yani bir üst zümredeki yasal mirasçılar hayatta ise; ikinci zümrede bulunan yasal mirasçılar mirastan pay alamazlar.Aynı şekilde üçüncü zümredeki mirasçıların mirastan pay alabilmesi için ilk iki zümredekilerin de hayatta olmaması gerekir.Bunlar:
Birinci zümre murisin alt soyudur
İkinci zümre murisin anne ve babası ve onların altsoylarıdır. (Kardeşler)Üçüncü zümrede ise murisin büyük anneleri ve büyükbabaları ile onların alt soyları. (Amca, dayı,hala ve teyze)
Evlilik dışında doğmuş ve soybağı, tanıma veya hakim hükmüyle kurulmuş olanlar, baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olurlar.
Mirasbırakanın sağ kalan eşi mirasbırakanın her zaman mirasçısıdır.Ancak burada mirastan alacağı pay sağ kalan zümredeki kişilere göre değişecektir.Sağ eş; mirasbırakanın ;
altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri
ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü
bu üç zümrede yoksa mirasın tamamı sağ kalan eşe kalacaktır.Evlat edinilen çocukta artık mirasbırakanın öz çocuğu ile aynı oranda mirasçıdır.Ayrıca evlat edinilen çocuk kendi öz anne ve babasının da mirasçısı olmaya devam ederken; evlat edinen kişi evlat edindiği kişinin mirasçısı olamaz.Kanun böyle bir düzenlemeyi muvazaanın önüne geçmek için düzenlemiştir.
Peki yukarıda bahsi geçen yasal mirasçılardan hiçbiri yoksa ne olacaktır?Bu durumda mirasçının kalan malları bir bütün halinde devlete geçecektir.
SAKLI PAYLAR
Mirasbırakan vasiyetname düzenleyerek istediği şekilde ve kimseye miras bırakabilir.Ancak bu hakkı sınırsız değildir.Bunun istisnası yasal mirasçıların saklı paylarıdır.Bu paylar Medeni kanun 506 .maddede düzenlenmiştir.Buna göre;
1. Altsoy için yasal miras payının yarısı,
2. Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,
3. Kardeşlerden her biri için yasal miras payının sekizde biri,
4. Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması halinde yasal miras payının tamamı, diğer hallerde yasal miras payının dörtte üçü.
TENKİS DAVASI
İşte mirasbırakan yasal mirasçıların bu saklı paylarını vasiyetname veya başka bir yolla bir başkasına bırakamazlar.Eğer mirasbırakan yasal mirasçıların saklı paylarını da bir başka kişiye devretmişse bu durumda yasal mirasçılar saklı payları oranında tenkis davası açabilirler.Burada yasal mirasçılar saklı payı aşan kısmının tenkisini talep edeceklerdir. Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur. Tenkise tabi birden fazla ölüme bağlı tasarrufun bulunması halinde, saklı pay sahibi mirasçıya yapılan kazandırmanın saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir.Tenkise tabi karşılıksız kazandırmalar MK 565 de sınırlı sayıda düzenlenmiştir.Bunlar:
1. Mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlar arası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,
2. Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,
3. Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde adet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,
4. Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.
Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlar arası kazandırmalardan yapılır.
Taraflar tenkis davasını saklı paylarının ihlalini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ver her halükarda terekenin açıldığı tarihten itibaren 10 yıl içinde açmalıdırlar.Bu süreler hak düşürücü sürelerdir.
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN İPTAL DAVALARI
Ayrıca miras bırakan sağlığında ölüme bağlı tasarruflarda bulunabilir.Örneğin bir miras sözleşmesi yapabilir veya vasiyetname düzenleyebilir.eğer şartları varsa bu ölüme bağlı tasarruflardan hakkı zedelenen kişiler ölüme bağlı tasarrufun iptali davasını açabilirler.
MK 557 bu sebepleri sınırlı sayıda düzenlemiştir.Buna göre:
1. Tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa,
2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa,
3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise,
4. Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa.
tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı iptal davası açabilecektir.Bu davayı açacak kişinin hukuki yararı bulunması gerekir.Hak düşürücü süre olarak ise tenkis davalarında belirttiğimiz gibi 1 ve 10 yıllık zümreler öngörülmüştür.
Miras bir bütün olarak bütün yasal mirasçılara kendiliğinden geçer.Yani bunun anlamı miras için kabul beyanına gerek yoktur;murisin ölümü ile kendiliğinden geçer.
İZALEYİ ŞÜYU DAVASI (ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ)
Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir.Buna mirasçıların paylaşmayı isteme hakkı denir.İşte mirasçılar miras üzerinde ortaklık olması durumunda yani başka kişilerle birlikte ortak mirasçı olmaları durumunda (örneğin kardeşler) ortaklığın giderilmesi davası açabilirler.Bu konu ortaklığın giderilmesi (izaleyi şüyu) konulu yazımızda ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Mirasın açıldığı tarihte, mirasçı olabilecek bir cenin varsa paylaşma doğumuna kadar ertelenir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.Ayrıca özel manevi değeri olan malların satılması için mirasçılar karşı çıkabilirler.
MİRAS İSTİHKAK DAVALARI
Ayrıca miras hukukundaki bir dava türü de miras sebebiyle istihkak davalarıdır. Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir. Miras sebebiyle istihkak davasının kabulü halinde, tereke veya terekeye dahil mal, davacıya zilyetliğe ilişkin hükümler uyarınca verilir.
Miras sebebiyle istihkak davasında davalı, tereke malını zamanaşımı yoluyla kazandığını ileri süremez.Tenkis davaları ve ölüme bağlı tasarrufların iptali davalarındaki zamanaşımı süreleri burada da geçerlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.