6 Mayıs 2019 Pazartesi

TAKSİRLE TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. 


Yargıtay 
12. Ceza Dairesi 
E: 2016/9928 K: 2017/6932 K.T.: 03.10.2017 


“İçtihat Metni” 

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi 

Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma 

Hüküm : TCK’nın 179/2-3, 62, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet 

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 

1-Temel ceza belirlenirken, TCK’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, kolluk ekiplerince yapılan rutin yol kontrolünde durdurulan ve güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracak şekilde 104 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanık hakkında, almış olduğu alkol miktarı ve suçun işleniş biçimi gözetilip hak ve nesafete uygun bir cezaya hükmedilmesi yerine, asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayini, 

2-CMK’nın 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” düzenlemesi için öngörülen koşulların, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte, denetime olanak verecek şekilde, somut gerekçeler gösterilmek suretiyle değerlendirildikten sonra, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiği; suç tarihi itibari ile sabıkası bulunmayan, kolluk beyanında pişmanlığını dile getiren, duruşma tutanaklarına yansıyan herhangi bir olumsuz davranışı bulunmayan, hakkında belirlenen cezada takdiri indirim uygulanan sanık hakkında “Sanığın dosyaya yansıyan kişiliği, nedamet hissinin olmayışının gözlemlenmiş oluşu, olayın oluşundaki tüm argümanlar birlikte değerlendirilerek sanığa verilen cezaya ilişkin erteleme ve hükmün açıklama müessesi uygulandığında ilerde bir daha suç işlemeyeceğine dair mahkememizde olumlu kanaat hasıl olmadığından 5728 sayılı yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. ve TCK’nın 51. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına,” şeklindeki; yine sanığın dosyaya yansıyan olumsuz bir kişilik özelliği bulunmamasına rağmen sanık hakkında “Sanığa verilen kısa süreli hapis cezasına ilişkin sanığın kişiliği göz önünde bulundurularak TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” şeklindeki dosya içeriğiyle uyuşmayan yetersiz gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, ertelemeye ve TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, 

Kabule göre de; 

3-Sanık hakkında, TCK’nın 179/3. maddesi yollaması ile 179/2. maddesi gereğince ceza tayin edilmesi gerekirken, uygulama maddesinin hatalı gösterilerek TCK’nın 179/2-3 şeklinde yazılması, 

4-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 

Kanuna aykırı olup, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 03/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.