6 Mayıs 2019 Pazartesi

VERGİ UYUŞMAZLIKLARINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI 7



T.C.
Danıştay
4. Daire 
Esas No:1993/4901
Karar No:1994/1695
K. Tarihi:24.3.1994 

" Temyiz Eden : ... 

Karşı Taraf : ... Anonim Şirketi 

Vekili : Av ... 

İstemin Özeti : Yükümlü anonim şirket temsilcisinin tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmesine hastalığı nedeniyle katılamaması üzerine, ikinci kez tarhiyat öncesi uzlaşma talebinin reddi yolunda işlem tesis edilmiştir. Ankara 6.Vergi Mahkemesi 28.6.1993 günlü ve E:1992/75, K:1993/797 sayılı kararıyla: tarhiyat öncesi uzlaşma için belirlenen günde davacı kurunu temsil yetkisi verilen iki kişiden birisinin hastalığı nedeniyle raporlu olması, diğerinin ise işyerinden ayrılarak başka bir işte çalışmaya başlaması ve şirket ortağının ise o gün şehir dışında iş seyahatinde olduğunun anlaşılması karşısında, davalı idarece yeniden uzlaşma günü verilmemek suretiyle tesis edilen işlemde isabet bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Davalı idare, tarhiyat öncesi uzlaşma davetine icabet edilmemesi halinde uzlaşmanın vaki olmamış sayılacağını ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemektedir. 

Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir. 

Danıştay Savcısı : Anıl Genç 

Düşüncesi : Yükümlü şirketin 1986 yılı işlemlerinin incelenmesi 

sonucu salınması önerilen vergi ve cezada tarhiyat öncesi uzlaşma talep eden yükümlü şirket vekilinin hastalığından bahisle uzlaşma toplantısına katılmaması üzerine yeniden bir uzlaşma günü verilmesi istemini reddeden uzlaşma komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davayı kabul eden mahkeme kararı temyiz edilmiş bulunmaktadır. 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 13.maddesinde vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel teşkil eden mücbir sebeb hallerine yer verilmiş aynı Kanuna 205 sayılı Kanunla ayrı bir bölüm halinde eklenen uzlaşma müessesesi ise. 

vergi mükelleflerinin vergi ödevlerini zamanında yerine getirmemek yada eksik yerine getirmek suretiyle beyan dışı bıraktıkları kazançları üzerinden salınan veya salınması önerilen vergi ve ceza miktarı üzerinde ihtilaf yaratılmaksızın mükelleflerle idarenin karşılıklı olarak uyuşmalarına imkan veren bir müessesedir. 

Bu müessese ile tanınan imkandan yararlanmak yada yararlanmamak yükümlülere tanınan bir hakkın kullanılması ile ilgili olup bir vergi ödevinin yerine getirilmesiyle ilgisi bulunmadığından uzlaşma ile ilgili sürelerde Vergi Usul Kanununun 13.maddesinin dikkate alınması mümkün değildir. 

Her ne kadar kanunla öngörülmemiş olsa da mücbir sebep hallerinde idareye başvuru için öngörülen sürelerin işlemiyeceği genel hukuk kuralı ise de bu haller, yükümlülerin iradesi dışında meydana gelen tabi afet, savaş hali ve benzeri durumlar ile çok ağır hastalık halidir. 

Şirket vekilinin uzlaşma toplantısına katılmasını engellediği ileri sürülen hastalık hali ağır hastalık olmadığı gibi bir anonim şirketin yönetim kurulu üyelerinin şirketi temsile yetkili bulunması karşısında, şirket temsilcilerinden birinin ... dışında bulunması hal ininde yeniden uzlaşma günü verilmesini gerektiren bir mücbir sebep hali olarak kabulü mümkün değildir. 

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Dördüncü ve Yedinci Dairesinin 2575 sayılı Danıştay Kanunu'na 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1.madde uyarınca birlikte yaptığı toplantıda Tetkik Hakimi Mustafa Bahtiyar'ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: 

Uyuşmazlık, yükümlü şirket; temsilcisinin hastalığı nedeniyle tarhiyat öncesi uzlaşma toplantısına katılamaması üzerine, talep halinde yeniden tarhiyat öncesi uzlaşma günü verilip verilmeyeceğine ilişkindir. 

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 13 üncü maddesinde vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel teşkil eden mücbir sebep halleri sayılmıştır. Ancak tarhiyat öncesi uzlaşma, bir vergi ödevi olmayıp, kullanılması mükellefin isteğine bağlı bir hak niteliğindedir. Gerek anılan kanunda, gerekse Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliği'nde hastalık hali sebebiyle ikinci kez tarhiyat öncesi uzlaşma günü verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. 

Kaldı ki, yükümlü şirket temsilcisinin hastalığı ağır bir hastalık olmadığı gibi, söz konusu tarhiyat öncesi uzlaşma davetiyesi süresinde şirkete tebliğ edildiğine ve şirketin birden ziyade temsilcisi bulunduğuna göre, hasta olan temsilcisinin yerine başka bir temsilcinin veya şirketi temsile yetkili yönetim kurulu üyelerinden birisinin de toplantıya katılması mümkündür. 

Kanuni bir zorunluluk bulunmayan hallerde, idarenin her müracaat üzerine yeniden gün verme zorunluluğu yoktur. 

Ayrıca, Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliği'nin 12 nci maddesindeki uzlaşma davetine uyulmaması halinde uzlaşmanın temin edilememiş sayılacağına ilişkin hüküm karşısında davalı idarece yeniden gün verilmemek suretiyle tesis edilen işlemde yasal isabetsizlik bulunduğundan söz edilemez. 

Bu durumda, davalı idarece yeniden tarhiyat öncesi uzlaşma günü verilmemek suretiyle tesis edilen işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır. 

Bu nedenle, Ankara 6. Vergi Mahkemesinin 28.6.1993 günlü ve E:1992/75, K:1993/797 sayılı kararının bozulmasına, 24.3.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.