TANIMI:
Feri;kelime anlamı olarak ;asıl olmayan,ikinci derecede olan demektir.Boşanmanın ferileri ise;evlilik birliğinin sonlanması yani boşanma dışında kalan hususlar demektir.Özellikle mali konuları ve velayeti içermesi bakımından oldukça önemlidir.Mahkeme, boşanma kararı dışında talepler yönünde veya resen boşanmanın ferileri hakkında da karar verir.Peki boşanma davasının ferileri nelerdir?Yani; eşler boşanma davasında boşanmaya karar verilmesi dışında mahkemeden neler talep edebilirler?
TEDBİR VE YOKSULLUK NAFAKASI
Eş dava süresince ve sonrasında diğer eşten nafaka talep edebilecektir.Bu nafaka dava sonuçlanıncaya kadar tedbir nafakası niteliğinde olup;dava sonuçlandıktan sonra yoksulluk nafakası olarak ödenecektir.Burada eşin nafaka talep edebilmesi için; diğer eşten daha az kusurlu olma şartı aranır.Yoksulluk nafakası için;temel şart eşin boşanma sonrasında yoksulluğa düşecek olmasıdır.Buradaki yoksulluk eşin evlilik süresindeki maddi durumuna göre belirlenecektir.Yani yoksulluktan illaki; eşin nafaka dışında herhangi bir gelirinin olmamasını anlamamak gerekir.Kendisine nafaka verilecek eş bir işte çalışıyor ve maaş alıyor olabilir. Yoksulluk şartlarını evlilik dönemine göre kıyaslamak gerekir ki burada nafaka borçlusunun ekonomik durumu dikkate alınacaktır.Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için; mutlaka talep gerekir;hakim resen yoksulluk nafakasına hükmedemez.Ancak hakim dava süresince talep olmasa da dahi; geçici olan tedbir nafakasına resen hükmedebilecektir.Tedbir nafakası; dava sonuçlanıncaya kadar geçen sürede boşanma davası açan eşin bu süreçte ekonomik yönden mağdur olmasını engellemek için mahkeme tarafından karar verilen tedbir niteliğinde bir nafaka türüdür.Eğer şartları varsa dava sonucunda tedbir nafakası artık yoksulluk nafakasına dönüşecektir.Uygulamada tedbir nafakasının ilamlı veya ilamsız icra yoluyla mı talep edileceği tartışma konusu olmaktadır.Yargıtay tedbir nafakalarının ilamsız icra yoluyla talep edilmesi görüşünde olsa da ; tarafımızca bu görüşe katılmak mümkün değildir. Çünkü; adından da anlaşılacağı üzere; tedbir nafakası geçici süre için eşin mağdur olmasını engellemek amacıyla tedbir olarak bağlanan bir nafaka türüdür.Yani bir aciliyet söz konusudur.Eğer bu nafakalar ilamsız icraya konu olacak ise; nafaka yükümlüsü icra dairesince gönderilen ödeme emrine itiraz edip; takibi durdurabilecektir.Bu durumda nafaka alacaklısının itirazın iptali davası açması gerekecek ve buda süreci çok uzatacaktır.Bu açıdan tedbir nafakasına ilişkin mahkeme ara kararının ilamlı icra yoluyla talep edilmesi daha isabetli olacaktır ki aksi adı da tedbir nafakası olan bu nafakanın bir anlamı kalmayacaktır..Yoksulluk nafakasında nafaka isteyen eşin daha az kusurlu olma şartı aransa da tedbir nafakasında kusur şartı aranmaz.Yani daha fazla kusurlu olan eşte tedbir nafakasına hak kazanabilir.
Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir.Bu durum uygulamada oldukça eleştirilmektedir.Nafaka miktarının belirlenmesinde evli kalınan süre dikkate alınmaz.Yoksulluk nafakası veya tedbir nafakası genelde aylık şekilde ve belirli bir günde ödenir.Nafaka her yıl belli bir oranda kendiliğinden artmaz; bunun için nafaka alacaklısı nafaka artırım talebinde bulunmalıdır.Boşanma davasında yoksulluk nafakası hakkında bir hüküm kurulmamış olabilir.Bu durumda nafaka isteyen eş boşanma davasından müstakil olarak bir nafaka davası açabilecektir.Bu davayı boşanma kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açmalıdır.Boşanma davasından sonra açılacak nafaka davalarında görevli ve yetkili mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki aile mahkemesidir.HMK’ daki genel yetki kuralı burada uygulanmayacak; nafaka davası davalının yerleşim yeri mahkemesinde değil;davacının yerleşim yeri mahkemesinde açılacaktır.Yoksulluk nafakası ödenmesine ilişkin kararlar ilamlı icraya konu olup; ödenmemesi durumunda İcra İflas kanunu uyarınca hapis cezası öngörülmüştür.Bu konuyu nafakaların icrası ve nafaka ödememe suçu başlığı altında ayrıntılı bir şekilde yazdık.
Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir.Bu durum uygulamada oldukça eleştirilmektedir.Nafaka miktarının belirlenmesinde evli kalınan süre dikkate alınmaz.Yoksulluk nafakası veya tedbir nafakası genelde aylık şekilde ve belirli bir günde ödenir.Nafaka her yıl belli bir oranda kendiliğinden artmaz; bunun için nafaka alacaklısı nafaka artırım talebinde bulunmalıdır.Boşanma davasında yoksulluk nafakası hakkında bir hüküm kurulmamış olabilir.Bu durumda nafaka isteyen eş boşanma davasından müstakil olarak bir nafaka davası açabilecektir.Bu davayı boşanma kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açmalıdır.Boşanma davasından sonra açılacak nafaka davalarında görevli ve yetkili mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki aile mahkemesidir.HMK’ daki genel yetki kuralı burada uygulanmayacak; nafaka davası davalının yerleşim yeri mahkemesinde değil;davacının yerleşim yeri mahkemesinde açılacaktır.Yoksulluk nafakası ödenmesine ilişkin kararlar ilamlı icraya konu olup; ödenmemesi durumunda İcra İflas kanunu uyarınca hapis cezası öngörülmüştür.Bu konuyu nafakaların icrası ve nafaka ödememe suçu başlığı altında ayrıntılı bir şekilde yazdık.
İŞTİRAK NAFAKASI
Velayeti kendisinde olmayan tarafında çocuğun eğitim,sağlık ve bakım giderlerine katılmak yükümlülüğü devam eder.Bu sebeple ; velayeti verilen her çocuk için velayeti almayan kişi nafaka ödemek zorundadır.Buna iştirak nafakası denir.Bu nafaka; çocuğun bakımı,eğitim ve sağlık giderleri vb. sebeplerle ödenir.Bu nafaka kişinin ekonomik durumuna göre her bir çocuk için ayrı ayrı belirlenecektir.Yoksulluk nafakasında zamanaşımı süresi olsa da ; iştirak nafakasın da herhangi bir zamanaşımı süresi yoktur.Çocuklar ergin olana kadar bu dava her zaman açılabilir.İştirak nafakasının her ay ödenmesine karar verilir ve ödenmemesi hapis cezasını gerektiren nafaka ödememe suçunu oluşturur.
VELAYET
Kelime anlamı ile veli olmak demektir.Çocuk, ergin olana yani 18 yaşını doldurana kadar velayet altında olacağından boşanma durumunda mahkeme velayeti anne veya babaya verecektir.Ortak çocukların velayetinin kendisine verilmesini her iki tarafta isteyebilecektir.Velayeti almayan taraf ise; belirli günlerde çocuğu görme hakkına sahip olup; hakimden çocukla kişisel ilişki kurulmasını talep edebilecektir.Velayet de önemli olan çocuğun menfaatidir.Büyük bir çoğunlukla çocukların anne şefkatine,sevgisine ve bakımına ihtiyaç duyması sebebiyle velayetleri anneye verilmektedir.Mahkeme kararı sonucunda çocuğu velayet kararına rağmen teslim etmeyen anne veya babaya karşı icra takibi açılır.Buna rağmen teslim etmezse;çocuğu teslim etmeyen anne veya baba 6 aya kadar tazyik hapis cezası olan çocuk teslimine muhalefet suçunu işlemiş olacaktır.
ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI
Velayeti kendisinde olmayan anne veya baba; çocukla kişisel ilişki kurulmasını yani; belirli günlerde;belirli günlerden hariç resmi tatiller,bayramlar vb. zamanlarda çocuğun kendisinde kalmasını talep edebilir.Hakim istisnai durumlar dışında mutlaka çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına karar verir.Burada da çocuğun yararı dikkate alınacaktır.Çocukla kişisel ilişki kararı verilmesine rağmen bu karara uymayan anne veya baba; 6 aya kadar tazyik hapis cezası olan çocuk teslimine muhalefet suçunu işlemiş olacaktır.
KORUMA TEDBİRLERİ
6284 sayılı kanuna göre istenebilecek bütün koruma tedbirleri boşanma davası sürecinde de mahkemeden istenebilir ve bu talepler mahkemece ivedilikle karara bağlanır.Bu hususu kadına karşı şiddet konulu yazımızda ayrıntılı olarak belirttik.
AİLE KONUTUNUN EŞE TESİSİ VE TAPUYA ŞERH
Hakimden dava süresince geçici olarak aile konutunun eşe tesis edilmesi veya ileride eşe karşı açılacak mal paylaşım davasında eşin mal kaçırmasını engellemek amacıyla aile konutuna tapuda şerh koyulması mahkemeden talep edilebilir.
MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Maddi ve manevi tazminat yazımızda bu davanın koşullarını ayrıntılı olarak belirttik.
KİŞİSEL VE ZİYNET EŞYALARIN İADESİ
Taraflar kişisel eşyaların ve ziynet eşyaların iadesi için talepte bulunarak dava açabilirler:Burada özellikle düğünde takılan takı,para ve kıymetli şeylerin önemi bulunmaktadır.Yargıtay düğünde takılan paraların,altınların kadına ait olacağı görüşündedir.
MAL REJİMİNİN TASFİYESİ
Mal rejiminin tasfiyesi isteyip; mal paylaşımı için dava açabilirler.Burada evlilik birliğinden sonra elde edilen taşınır ve taşınmaz mallar; yatırımlar , paralar ,gelirler vs. bütün ekonomik değeri olan şeyler eşler arasında paylaşılacaktır.Bu hususu yasal mal rejimi konusunda ayrıntılı olarak belirttik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.