6 Mayıs 2019 Pazartesi

HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE TAZMİNAT



Geçirdiğiniz bir ceza soruşturması sırasında veya dava sürecinde hakkınızda bazı koruma tedbirleri uygulanmış olabilir veya bazı haklarınız size kullandırılmamış olabilir.Bu durumda devletin tazminat sorumluluğu doğacaktır.Bu haller 5271 sayılı CMK 141. Maddesinde sınırlı sayıda düzenlenmiştir. 

Buna göre tazminat istenebilecek durumlar: 

Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında; 

a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen, 

b) Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan, 

c) Kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan, 

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen, 

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen, 

f) Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan, 

g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan, 

h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen, 

i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen, 

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen, 

k) Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan kişilerdir. 

İşte bu kişiler devletten uğradıkları maddi ve manevi zararları talep edebilirler. 

MADDİ TAZMİNAT 

Kişilerin maddi zararları hürriyetinin kısıtlandığı süredeki ekonomik kayıplarıdır.Kişiler gözaltında olduğu veya tutuklandığı sürede çalışamazlar ve maaşlarını alamazlar.Aynı şekilde serbest olarak çalışıyorlarsa çalışamadıkları için gelir kaybı meydana gelecektir.Ayrıca geçirdikleri soruşturma veya haklarında açılan dava nedeniyle bir avukat tutmak zorunda kalmış olabilirler.Kişiler cezaevinde kaldıkları sürede çeşitli harcamalar yapmış olurlar.İşte şüphelinin veya sanığın bu zararlarının hepsi ekonomik zarardır ve devlet aleyhine açılacak maddi tazminat davasıyla bu zararların karşılanması talep edilir. 

MANEVİ TAZMİNAT 

Ayrıca şüpheli veya sanığın bu tutukluluk veya benzeri tedbirlerin uygulanması nedeniyle psikolojik olarak zarar göreceği üzüleceği ortadadır.İşte bu üzüntü,psikolojik zararına karşılıkta manevi tazminat davası açabilir. 

Bu dava zarara uğrayan kişinin oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde açılır.Normalde ceza hukukunda şahsi dava yoktur.Davayı kamu adına iddianame düzenleyerek savcı açar.Ancak tazminat davalarında diğer ceza davalarından farklı olarak zarara uğrayan şahıs açacaktır.Bu davayı açmak için belli bir süre öngörülmüştür.Buna göre kararın kesinleşmesinin zarar görene tebliğinden itibaren üç ay ve her halükarda kararın kesinleşmesini izleyen tarihten itibaren bir yıl içinde tazminat davası açılmalıdır.Bu davada davacı haklarında açılan soruşturmalarda lehine takipsizlik kararı verilen yada açılan ceza davalarında lehine beraat kararı verilen şüpheli veya sanıklardır.Bu davayı açmak için verilen takipsizlik ve beraat kararlarının kesinleşmesi gerekir.Uygulamada takipsizlik kararlarının itiraz üzerine kesinleşmesi hakkındaki karar ilgiliye tebliğ edilmiyor ve bir çok kişi bu durumda tazminat hakkından mahrum kalabiliyor.İşte bu durumda şüpheli veya sanık bu kararın kesinleşmesinden itibaren en geç bir yıl içinde tazminat davasını açmalıdır.Kanun bu şekilde öngörmesine rağmen aslında bu süre ilgiliye tebliğ edilmedikçe başlamamalıdır.Bu açıdan mevcut uygulama hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.Bu davada davalı maliye hazinesidir.Bu davaları açarken mutlaka ekonomik kayıplara ilişkin belgeleri eklemek gerekecektir.Örneğin; kişi maaş bordrosunu,serbest çalışıyorsa vergi levhasını,avukata ücret ödendiğine dair serbest meslek makbuzunu,cezaevi harcama fişlerini mutlaka dosyaya sunmalıdır.Bu davalarda davayı kazanmanız hakinde avukatlık ücretinizi de davalı hazine karşılayacaktır.Eğer dava dilekçenizde eksiklikler varsa mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğini ilgiliye duyurur. Süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere reddolunur. 

Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister. Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir. Tazminata ilişkin mahkeme kararları, kesinleşmeden ve idari başvuru süreci tamamlanmadan icra takibine konulamaz. 

TAZMİNAT İSTEYEMEYECEK OLAN KİŞİLER 

Kanunda sınırlı sayıda belirtilmiştir.Bu kişiler: 

Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâle dönüşenler. 

Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler. 

Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler. 

Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar tazminat talebinde bulunamazlar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.