cinsel taciz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cinsel taciz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mayıs 2019 Pazartesi

REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ VE CİNSEL TACİZ


REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇU 

Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK 104/1).Bu suçun oluşması için bazı şartlar gerekecektir. 

Burada mağdur çocuk onbeş ile onsekiz yaş arasında olmalıdır. 

Çocuğun cinsel ilişkide rızası olmalıdır.Hata hile tehdit söz konusu değildir. 

Onbeş yaşını dolduran çocuk eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını anlama yeteneği gelişmiş olmalıdır. 

Çocuk veya ailesi,yasal temsilcisi tarafından şikayet olmalıdır. 

Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde aynı durum söz konusudur. 

Evlenme yasağı Türk medeni Kanununda düzenlenmiştir.Buna göre; üstsoy ile altsoy ve yansoy kan hısımlığında evlenmek yasaktır.Örneğin; baba ile kızı evlenemez.Aynı şekilde amca,hala,dayı,teyze de yeğenleri ile evlenemez. Eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın hısımları olur.Aynı yasak eşin bu derece yakınları ile de geçerlidir. 

Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlenme yasaktır. 

İşte cinsel ilişki bu kimseler arasında ise; artık şikayet aranmayacak ve faile daha ağır ceza verilecektir. 

Bu suçlar beraber kanun onbeş ile onsekiz yaş arasında olan çocuğa daha geniş bir cinsel özgürlük alanı tanımıştır.Çünkü çocuğun onbeş yaşından küçük olması durumunda kanun suçu reşit olamayanla cinsel ilişki olArak değil; cinsel istismar olarak nitelendirecektir. 

CİNSEL TACİZ 

Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına; fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

Öncelikle şunu belirtelim ki; cinsel tacizde cinsel saldırıdan farklı olarak herhangi bir dokunma eylemi yoktur.Fail dokunursa cinsel istismar veya cinsel saldırı suçunu işler.Burada cinsel tacizden kasıt çoğunluklu sözlü tacizdir.Bazen otobüste yaşanan cinsel saldırı olayları için örneğin;mağdurun kalçasına dokunma eylemini halk cinsel taciz ifadesini kullanıyor.Bu ifade yanlış.Örnek olaydaki eylem taciz değil cinsel saldırıdır.Yani kısacası mağdura karşı dokunma veya temas varsa artık cinsel tacizden bahsedilemez.Cinsel tacizde genelde cinsel saikle söylenen bir söz vardır.Örneğin; mağdureye çok güzelsin, bu gece yatalım mı , şşşt fıstık hepsi senin mi sözlerini söyleyen kişinin fiili cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.Aynı şekilde mağdureye temas etmemek şartıyla cinsellik içeren hareketler yapılması durumunda da cinsel taciz suçu oluşacaktır.Kısacası cinsel taciz cinsellik içeren bir söz veya mağdura temas etmeyen bir hareketten ibarettir.Fail cinsel saikle hareket etmelidir.Örneğin; failin bir kadına sürekli tanışalım vs mesajlar göndermesinde cinsel saik olduğu kabul edilecek ve fail hakkında cinsel taciz suçundan yargılama yapılacaktır.Ancak failin bir başkasına cinsel saik içermeden sürekli mesaj göndermesi durumunda artık fail kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sorumlu olacaktır. 

NİTELİKLİ CİNSEL TACİZ SUÇU 

Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından 

, c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

e) Teşhir suretiyle işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılacak Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olmayacaktır. 

KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇU 

TCK 123 maddede bu suç düzenlenmiştir.Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.Uygulamada çoğu zaman cinsel tacizle karışan bir su.Çünkü bir kişiyi sürekli aramak ona mesaj atmak cinsel dürtülerle yapılırsa artık kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu değil; cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.



CİNSEL TACİZ YARGITAY KARARI 1


T.C.
Yargıtay
14. Ceza Dairesi 
Esas No:2015/1475
Karar No:2016/1445
K. Tarihi:17.2.2016 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Mahkûmiyet
DÜŞÜNCE : Onama

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa uygun kabule göre ekmek fırınında çalışan sanığın, olay günü ekmek almaya gelen ondört yaşı içerisindeki mağdureye “sen çok tatlı bir kızsın, senin yaşın küçük olmasaydı peşini bırakmazdım” demek suretiyle atılı suçu işlediği tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken, söz konusu maddenin birinci fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlar ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçelerde gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması zorunluluğuna uyulmayarak, olayın oluşumu ve cereyan tarzına uygun düşmeyen, kanun maddesindeki ifadeleri aynen tekrar etmekle yetinilerek temel cezanın teşdiden belirlenmesi suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi ile hak ve nesafet kurallarına aykırılık yapılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 



CİNSEL TACİZ YARGITAY KARARI 2


T.C. 
YARGITAY 
CEZA GENEL KURULU 
E. 2013/14-429 
K. 2015/34 
T. 10.3.2015 

• SANIĞIN KATILANIN TELEFONUNU DEĞİŞİK ZAMANLARDA ISRARLA ARAYARAK CİNSEL AMAÇ TAŞIYAN SÖZLER SÖYLEMESİNİN CİNSEL TACİZ SUÇUNU OLUŞTURMASI ( Sanığın Katılanın Telefonunu Değişik Zamanlarda Israrla Arayarak Söylediği Evde Misin Canım Seni Çok Özledim Eve Geliyorum Şeklindeki Sözlerin Cinsel Amaç Taşıdığı ve Eyleminin Bir Bütün Halinde Zincirleme Şekilde Cinsel Taciz Suçunu Oluşturduğunun Kabulü Gerektiği ) 

• CİNSEL TACİZ SUÇU ( Sanığın Katılanın Telefonunu Değişik Zamanlarda Israrla Arayarak Söylediği Evde Misin Canım Seni Çok Özledim Eve Geliyorum Şeklindeki Sözlerin Cinsel Amaç Taşıdığı ve Eyleminin Bir Bütün Halinde Zincirleme Şekilde Cinsel Taciz Suçunu Oluşturduğunun Kabulü Gerektiği ) 

• KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇU ( Oluşması İçin Belirli Bir Kimseye Israrla Telefon Edilmesi ya da Hukuka Aykırı Bir Başka Davranışta Bulunulması Gerektiği - Sanığın Katılanın Telefonunu Değişik Zamanlarda Israrla Arayarak Söylediği Evde Misin Canım Seni Çok Özledim Eve Geliyorum Şeklindeki Sözlerin Cinsel Amaç Taşıdığı ve Eylemin Bir Bütün Halinde Cinsel Taciz Suçunu Oluşturduğu ) 

• SUÇ VASFININ TAYİNİ ( Tüm Dosya Muhtevası Göz Önünde Bulundurulduğunda Katılanın Telefonunu Değişik Zamanlarda Israrla Arayarak Söylediği Evde Misin Canım Seni Çok Özledim Eve Geliyorum Şeklindeki Sözlerin Cinsel Amaç Taşıdığı ve Sanığın Eyleminin Bütün Halde Zincirleme Şekilde Cinsel Taciz Suçunu Oluşturduğu ) 

• TEVİLLİ İKRAR ( Sanığın Katılanın Evini Birkaç Kere Aradığı ve Çarşıda Buluşalım Geçerken Uğrarım Dediği Yönündeki Savunmasının Tevilli İkrar Olarak Değerlendirileceği - Eylemin Bir Bütün Halinde Zincirleme Şekilde Cinsel Taciz Suçunu Oluşturduğu ) 

• ZİNCİRLEME SUÇ ( Katılanın Telefonunu Değişik Zamanlarda Israrla Arayan Sanığın Söylediği Evde Misin Canım Seni Çok Özledim Eve Geliyorum Şeklindeki Sözlerin Cinsel Amaç Taşıdığı - Eyleminin Bir Bütün Halinde Zincirleme Şekilde Cinsel Taciz Suçunu Oluşturduğu ) 

5237/m.105,123 

ÖZET : Uyuşmazlık; sanığın eylemlerinin kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunu mu, yoksa zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu mu oluşturacağının belirlenmesine ilişkindir. Cinsel taciz suçunun maddi unsuru, bir kimseyi cinsel amaçlı olarak rahatsız etmektir. Suçun manevi unsuru ise kast olup, failin cinsel amaç gütmesi, başka bir ifadeyle cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadıyla hareket etmesi gerekmektedir. Eylemin cinsel amaçla işlenip işlenmediği ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından takdir edilecektir. Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması, korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır. Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve "çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım" dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla arayarak söylediği; "evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum" şeklindeki sözlerin cinsel amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir. 

DAVA : Cinsel taciz suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde sanığın eyleminin kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı TCK'nun 123/1, 53/1 ve 58/6. maddeleri uyarınca altı ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Bolu 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 05.06.2009 gün ve 1084-478 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 07.11.2012 gün ve 12493-10982 sayı ile; 

"... Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 

Müştekinin iddiasına uygun olarak sarfedildiği kabul edilen 'canım nasılsın, seni çok özledim, eve geliyorum' şeklindeki sözlerin cinsel taciz suçunu oluşturduğu ve eyleminin aynı suç işleme kararı ile birden fazla işlendiği gözetilerek, sanığın zincirleme şekilde cinsel taciz suçundan mahkûmiyeti yerine kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan hüküm kurulması...", 

İsabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. 

Bolu 1. Sulh Ceza Mahkemesi ise 05.03.2013 gün ve 13-169 sayı ile; 

"... Sanığın ısrarla telefon etme eyleminin sabit kabul edildiği, iddianame ve katılanın anlatımına göre iddia edilen sözleri söylediğini kabul etmediği, bu beyanları kullandığının katılanın soyut iddiası dışında sabit olmadığı, ancak ısrarla telefon ederek katılanı rahatsız ettiğinden kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın katılanı kendi hazırlık beyanında da belirttiği gibi birden fazla kez telefonla arayarak rahatsız ettiği...", 

Şeklindeki gerekçeyle direnerek sanığın önceki hükümde olduğu gibi kişilerin huzur ve sükûnunu bozmak suçundan cezalandırılmasına karar vermiştir. 

Bu hükmün de sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.05.2013 gün ve 173259 sayılı bozma istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır: 

KARAR : Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eylemlerinin kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunu mu, yoksa zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu mu oluşturacağının belirlenmesine ilişkindir. 

İncelenen dosya kapsamından; 

Katılanın ev telefonundan sürekli aranıp bir kısım sözler söylenmek suretiyle rahatsız edildiği, eşinin evlerini arayan numarayı tespit ettiği, olay tarihinde ankesörlü telefon hizmeti veren bir yerden aranması üzerine, eşinin sanığı telefon ederken yakaladığı, sanığın benzer şekilde işlemiş bulunduğu cinsel taciz ile kişilerin huzur ve sükûnunu bozmak suçlarından, tekerrüre esas teşkil edebilecek nitelikte çok sayıda sabıkasının bulunduğu, tesbit edilmiş olup, 

Katılan; yaklaşık dört aydır ismini bilmediği bir şahsın telefonla kendisini günde iki üç kere arayıp cinsel tacizde bulunduğunu, olay günü eşinin evde olmadığı bir saatte arayarak; "evde misin canım, seni çok özledim eve geliyorum" şeklinde sözler söylediğini, durumu eşine bildirdiğini, bir saat sonra tekrar aradığını, numarayı tespit eden eşinin de sanığı telefon ederken yakaladığını, olay nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, eşi ile ayrılma aşamasına geldiğini beyan etmiş, 

Tanık F. K.; tanımadığı bir kişinin sürekli evini arayıp eşini rahatsız ettiğini, telefonunun arayan numaraları gösterdiğini, olay günü tekrar araması üzerine eşinden sanığı konuşturmasını istediğini, ankesörlü telefon hizmeti veren bir işyerinden aradığını belirleyip sanığı söz konusu yerde yakaladığını, sanığa neden eşini aradığını sorduğunda; "benim böyle bir hastalığım var, ararım" şeklinde karşılık verdiğini belirtmiş, 

Sanık kollukta; olay günü ankesörlü telefondan tesadüfen belirlediği birkaç numarayı aradığını, bunlar arasında daha önce dört beş kez aradığı bir numaranın bulunduğunu, ismini bilmediği bayanın telefonu açıp; "evde kimse yok, konuşabiliriz" dediğini, konuştukları sırada iki kişinin içeri girdiğini, telefon numarasını nereden bulduğunu sorduklarını, şahıslara numarayı tesadüfen aradığını söylediğini, ardından kendisini dövdüklerini anlatmış, 

Duruşmada ise; önceki ifadesini kabul etmediğini, katılanı tanımadığını, telefonunu tesadüfen aradığını, yarım saat konuştuklarını, şikâyetçinin kendisini tanıyormuş gibi konuşup evine davet ettiğini, şikâyetçiye; "orada olmaz çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım" şeklinde sözler söylediğini, ancak "eve gelirim" demediğini, başka bir söz söylemediğini savunmuştur. 

Türk Ceza Kanununun "cinsel taciz" başlıklı 105. maddesi; 

"1 ) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur. 

2 ) Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim ve öğretim ilişkisinden ya da aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz" şeklinde düzenlenmiş iken, hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 61 maddesiyle; 

"1 ) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına, fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

2 ) Suçun; 

a ) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

b ) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, 

c ) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

d ) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

e ) Teşhir suretiyle, 

İşlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz" şeklinde değiştirilmiştir. 

Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde taciz; "tedirgin etme, rahatsız etme veya sıkıntı verme" şeklinde tanımlanmıştır. 

Maddenin gerekçesinde de; "mağdurun cinsel yönden ahlâk temizliğine aykırı olarak rahatsız edilmesi" biçiminde ifade edilen cinsel tacizin ne tür bir davranışla işlenebileceği hususunda kanunlarda açıklık bulunmamakla birlikte, öğreti ve yargısal kararlarda bu suçun; mağduru hedef almış, vücut dokunulmazlığı ihlal edilmeksizin ancak cinselliğine yönelen söz söyleme, mesaj ya da mektup gönderme, el hareketi yapma, öpücük atma, cinsel ilişki teklif etme, cinsel organını gösterme gibi eylemlerle gerçekleştirilebileceği kabul edilmektedir. 

Cinsel taciz suçunun maddi unsuru, bir kimseyi cinsel amaçlı olarak rahatsız etmektir. Suçun manevi unsuru ise kast olup, failin cinsel amaç gütmesi, başka bir ifadeyle cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadıyla hareket etmesi gerekmektedir. Eylemin cinsel amaçla işlenip işlenmediği ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından takdir edilecektir. Nitekim yargısal kararlarda; pencereye tırmanarak "seni kaçıracağım, beni içeri al, içeri gireceğim" demek, mağdura karşı çiçek koklamak, telefonla kısa aralıklarla arayıp; "evinin önündeyim, dışarı çık, seni maddi ve manevi tatmin edeceğim," "seni seviyorum, evlenmek istiyorum," mağdurun yüzüne; "seni ve aileni tanıyorum, arabaya bin, gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam" şeklinde sözler söylemek, "konuşmak ister misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz" içerikli mesajlar göndermek cinsel taciz olarak kabul edilmiştir. 

Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temas bulunmamak şartıyla ani olabileceği gibi, devamlı nitelikte de gerçekleşebilir. Suçun oluşabilmesi için, failin cinsel amaç gütmesi ve eylemin belirli kişi ya da kişilere karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Aksi takdirde cinsel taciz değil, hakaret, tehdit ya da kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçları gündeme gelebilecektir. 

Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu üzerinde de durulmalıdır. 

Türk Ceza Kanununun "hürriyete karşı suçlar" başlıklı yedinci bölümünde yer alan 123. maddesinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu; "sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hüküm altına alınmıştır. 

Madde gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, bu suçla kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması hususunda gösterilen davranışlar cezalandırılmakta, bu şekilde psikolojik ve ruhsal sükûn içerisinde yaşama hakları korunmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için özel bir maksatla hareket edilmesi, dolayısıyla ısrarla telefon etmek ya da gürültü yapmak veya aynı amaçla hukuka aykırı başka bir fiilde bulunmak suretiyle kişilerin rahatsız edilmesi ve bu hareketlerin de mağdurun huzur ve sükûnunu bozma amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. 

Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması, korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır. Suç oluşturacak eylemler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmediğinden, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru ise özel kast olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir. 

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 

Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve "çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım" dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla arayarak söylediği; "evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum" şeklindeki sözlerin cinsel amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir. 

Bu itibarla, yerel mahkeme hükmünün, sanığın eylemlerinin zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. 

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; 

1- ) Bolu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 05.03.2013 gün ve 13-169 sayılı hükmünün, sanığın eylemlerinin zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA, 

2- ) Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.03.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.